23 Eylül 2016 Cuma

GEZİ STAJI    |  5.GÜN   | ŞİRİNCE


Efes’e yakın olmasına karşın ayrı bir gün ayırmak istediğim Şirince, Selçuk’a 8 km uzaklıkta eski bir Rum köyü.

                                      

Kuruluş tarihi M.Ö 500 yıllarına dayanan köyün ismi Kırkınca, Çirkince ve son olarak da dönemin İzmir Valisi Kazım Dirik’in talimatıyla 1924’te Şirince oluyor. Köyün adının Çirkince olmasının sebebi burada yaşayanların köyü diğerlerinden korumak istemesiymiş. Ancak Kazım Dirik böyle güzel bir köyün adı Şirince olmalı diyerek köyün adını değiştiriyor.


Efeslilerin Aydınoğulları istilasından kaçıp yerleştikleri köy 1780lerde Osmanlı tarafından iskân ediliyor ve toprak vergisi verirler düşüncesiyle Rumlar yerleştiriliyor. 19.yy da 1.800 haneli bir Rum kasabası olan köye 1923 Türkiye-Yunanistan Mübadelesinde Rumların ayrılmasıyla Kavala’ nın köylerinden gelen Türkler yerleştiriliyor.

Şirince’ de bilinen en eski yapı Helenistik dönemden kalma. Aslında bir kule olan bu yapı bugün manastır olarak biliniyor.Köyden günümüze kadar ulaşan iki kilise var. Bunlardan biri Selçuk Müzesi önderliğinde restorasyonu yapılan Aziz Yohannes Kilisesi.


Şirince evlerinin dikkat çeken yanı evlerinin birbirinin önünü kapatmamasıdır. Bunun nedeni ön sıradaki evlerinin diğerlerinden bir kat kadar aşağıda ve aynı sırada olmasıdır. Eş yükseklikteki evlerin cephelerinin aynı yöne bakar.


 Genellikle iki katlı olan evlerin alt katı yığma taştan, üst katın önü ve yanları çit tekniğiyle inşa edilir.
Üst kat cephesi ”eli belinde” adı verilen payandalarla destekli olarak çıkma yapabilir ya da alt katla aynı hizada yani çıkmasız olabilir. Ancak çıkma olmadığı zaman da üst kat bir pervaz veya kornişle belirgin şekilde alt kattan ayrılır.Geleneksel Şirince evlerinin ön cephesinde balkon bulunmaz



Şirince’ nin geleneksel taş duvar örgüsü çamur harçlı yığma taştır. Sıva olmadığı taktirde çok çabuk aşınma belirtileri gösterir. Bu yüzden yeni yapılan duvarlarda beton harç kullanılır.


Şirince ‘de İzmir denilince akla gelen incir üretimini yanında şarap üretimi de oldukça ünlüdür. Köyün simgesi haline gelen karaduttan şeftaliye kadar pek çok farklı şarap çeşidi bulunur. Dantel, takı,sabun gibi geleneksel ürünlerde turistler için oldukça ilgi çekici hale gelmiş. 



GEZİ STAJI  |  4.GÜN   |  MERYEM ANA KİLİSESİ – EFES ANTİK KENTİ


Gezi stajımın ikinci durağı Meryem ana kilisesi ve efes antik kentiydi. İlk önce Meryem Ana Kilisesine gittim.


İzmir Selçuk’taki kilise Hz.İsa’nın annesi Meryem’in son yıllarını geçirdiğine inanılan yerdir.
Kilisenin hikayesi  19.yy başlarında Alman bir köylü kadın olan Anna Katharina Emmerick’in hasta yatağında Hz.İsa ve annesi Meryem ile ilgili gördüğü özel görümlere dayanır. Clemens Bretondo Anna’nın gördüğü şeyleri not alır ve bir kitap çıkartır.
Kitapta yazanlara göre İsa’nın göğe yükselişinden sonra Meryem üç yıl Kudüs’te ,üç yıl Beytantya’da,dokuz yıl da Efes’te yaşamıştır.Meryem Efes’ten 3,5 mil uzakta  ıssız, bereketli 
tepeler ile çevrilmiş bir yerde yaşamaktadır.Aziz Jean Meryem Ana’yı oraya götürdüğünde onun için burada bir ev hazırlatmıştı.Yakınlardaki mağaralarda yaşayanlardan farklı olarak bu ev taştan yapılmıştı.
1891 yılında Fransız Hastanesi’nde kitabı topluca okurken Efes’teki eve dair ayrıntılar Rahibe 
Maria ‘nın dikkatini çeker. İzmir’deki Lazaristlerin Başrahibi M. Poulin ve Rahip H. Jung Efes çevresindeki tepelerde bir araştırma gezisi düzenlemiş ve sonuçta anlatılanlara tümüyle uyan 
yıkık bir ev bulunmuş.
Ev olarak anlatılan yapı aslında hac şeklinde bir şapeldir.Duvarları 6.yy ve sonrasının özelliklerini göstermektedir.Evin çevresinde M.S 1 .yy’a dayanan Roma yapıları ve mozaikler bulunmuştur.
1896 yılından itibaren ev Katolikler tarafından her yıl ziyaret edilmeye başlanmıştır.1950 yılında evin  restorasyonu ve çevre düzenlemesi yapılmıştır.
1967 yılında Papa VI. Paul ve 1979 yılında Papa II. Jean Paul tarafından ziyaret edilerek haç yeri olarak tescil edilmiştir. 




Kilise her yıl 15 Temmuz’da ayinlere devam etmekte ve Pazar günleri ibadete açık olarak hizmet vermektedir.
Kilisenin oldukça yalın bir yapıya sahip olduğunu ilk olarak dış cephesinden anlıyoruz.Giriş kapısından girince dikkati çeken ilk şey Meryem ana heykeli oluyor.İçerde fotoğraf çekilmesine
izin verilmiyor ancak anlatmak gerekirse hemen sol tarafta duvarda asılı bastonlar yer alıyor.Bir rivayete göre bu bastonların buraya gelen engelli insanların iyileştikten sonra bastonlarını 
bırakıp ayrıldıkları için orda olduğu söyleniyor.Sola doğru girildiğinde ise Papa II. Jean Paul’a 
ait hac dikkati çekiyor. 



                                                 Ziyaretçilere iki mum dikme hakkı veriliyor.


                          Kilisenin hemen aşağısında ise dilek çeşmeleri ve mendil bağlama yeri bulunuyor.


EFES

İzmir’in Selçuk ilçesinde bulunan Efes Antik Kenti klasik yunan döneminde İyonya’nın 12 şehrinden biriydi. Kuruluşu M.Ö 6000 yıllarına dayanan kent tarih boyunca pek çok kez yer değiştirmiştir. Bugün bilinen Efes tarihteki ikinci efes şehridir. 1994’te UNESCO tarafından dünya mirası geçici listesine alınmıştır.


Bugün gezilen Efes Büyük İskender'in generallerinden Lisimahos tarafından M.Ö. 300 yıllarında kurulmuştur. Lysimakhos, kenti Miletli Hippodamos'un bulduğu "Izgara Plan"a göre yeniden 
kurar. Bu plana göre, kentteki bütün cadde ve sokaklar birbirini dik olarak keser. Efes'e zenginliğini ve refahını getiren liman, Küçük Menderes Çağı'nın taşıdığı alüvyonlarla daha antik çağlarda dolmaya başlamıştır.4.yy'dan sonra Efes Limanı artık kullanılamaz hale gelmiş ve Efes Antik Kenti terk edilmiştir.


Artemis tapınağının etrafına kurulan kent tümüyle mermerden yapılmış ilk kenttir. Dünyanın yedi harikasından biri olan Artemis tapınağından bugün geriye yıkılmış kolonlardan yapılan bir sütun kalmıştır. Bu sütun daha sonra anlatacağım İsa Bey Camii tepesinden rahatça görülebilir.
Kafile ile çıktığım antik kentin ikinci girişinden başladığımız gezide karşımıza çıkan ilk harabe bazilika stoa oluyor. Bazilikadan geriye kalan sütunlar oldukça uzun bir yol kaplıyor. 



Sütunların alttaki mermerlere oturtulması için kare şeklinde girinti ve çıkıntılar oyulurmuş. Üst üste getirildikten sonra da birbirlerine yapışmaları için yan taraflarına oyulan yollardan sıvı 
demir dökülürmüş.





Sonrasında kent meclisinin oturumlarına, bilginlerin tartışmalarına ve pek çok etkinlik için kullanılan bouleuterion adlı oditoryumu görüyoruz.


                                   Hemen yanında Rodos tipi prestil denilen yapı yer alıyordu.


İlerledikçe sağ tarafımızda kalan sütunların arkasında çeşitli dükkanlar olduğu söyleniyor. 
Ayrıca duvarların örümünde kullanılan taşların köşelerinin biraz oyuk oluğu göze çarpıyor.Bunun 
nedeni taşların demir çubuklarla yerleştirildikten sonra demirlerin çıkarılmasıymış.



                                                             Zafer Tanrısı Nike heykeli


Yamaç ev caddesinden geçiyoruz. Cadde boyunca duvarlara işlenen yazılar oldukça dikkat çekici.


                                O zamanın tavlası diyebileceğimiz  mermere oyulmuş bir oyun


                                                                 Traianus Çeşmesi


                                                                       Yamaç Ev




                                                                 Hadrianus Tapınağı


Tuvaletler aynı zamanda dertlerini bilginlere ve devlet büyüklerine anlatmak isteyenlerin fırsat bulduğu bir yermiş. Çünkü yan yana oturabiliyorlarmış.


                                                              Yarım kalan bir lahit


                                                                 Hadrianus Kapısı


                                                                 Celsus Kütüphanesi







                                                                    August Kapısı


                                                                        Mermer Yol


                                                                           Agora


                                                                  Büyük Tiyatro




                                                      Tiyatro sahnesinin altındaki yollar


                                                                     Liman Caddesi
                                         600 m uzunluğundaki Efesin en uzun caddesidir.


                                                      Şehrin dışında bulunan mezarlık