GEZİ
STAJI | 4.GÜN | MERYEM
ANA KİLİSESİ – EFES ANTİK KENTİ
Gezi stajımın ikinci durağı Meryem
ana kilisesi ve efes antik kentiydi. İlk önce Meryem Ana Kilisesine gittim.
İzmir Selçuk’taki kilise Hz.İsa’nın
annesi Meryem’in son yıllarını geçirdiğine inanılan yerdir.
Kilisenin hikayesi 19.yy başlarında Alman bir köylü kadın olan
Anna Katharina Emmerick’in hasta yatağında Hz.İsa ve annesi Meryem ile ilgili
gördüğü özel görümlere dayanır. Clemens Bretondo Anna’nın gördüğü şeyleri not
alır ve bir kitap çıkartır.
Kitapta yazanlara göre
İsa’nın göğe yükselişinden sonra Meryem üç yıl Kudüs’te ,üç yıl
Beytantya’da,dokuz yıl da Efes’te yaşamıştır.Meryem Efes’ten 3,5 mil uzakta ıssız, bereketli
tepeler ile çevrilmiş bir
yerde yaşamaktadır.Aziz Jean Meryem Ana’yı oraya götürdüğünde onun için burada
bir ev hazırlatmıştı.Yakınlardaki mağaralarda yaşayanlardan farklı olarak bu ev
taştan yapılmıştı.
1891 yılında Fransız
Hastanesi’nde kitabı topluca okurken Efes’teki eve dair ayrıntılar Rahibe
Maria
‘nın dikkatini çeker. İzmir’deki
Lazaristlerin Başrahibi M. Poulin ve Rahip H. Jung Efes çevresindeki tepelerde
bir araştırma gezisi düzenlemiş ve sonuçta anlatılanlara tümüyle uyan
yıkık bir
ev bulunmuş.
Ev olarak anlatılan yapı aslında hac şeklinde bir
şapeldir.Duvarları 6.yy ve sonrasının özelliklerini göstermektedir.Evin
çevresinde M.S 1 .yy’a dayanan Roma yapıları ve mozaikler bulunmuştur.
1896
yılından itibaren ev Katolikler tarafından her yıl ziyaret edilmeye
başlanmıştır.1950 yılında evin
restorasyonu ve çevre düzenlemesi yapılmıştır.
1967 yılında Papa VI. Paul ve 1979 yılında Papa II. Jean Paul
tarafından ziyaret edilerek haç yeri olarak tescil edilmiştir.
Kilise
her yıl 15 Temmuz’da ayinlere devam etmekte ve Pazar günleri ibadete açık
olarak hizmet vermektedir.
Kilisenin
oldukça yalın bir yapıya sahip olduğunu ilk olarak dış cephesinden
anlıyoruz.Giriş kapısından girince dikkati çeken ilk şey Meryem ana heykeli
oluyor.İçerde fotoğraf çekilmesine
izin verilmiyor ancak anlatmak gerekirse
hemen sol tarafta duvarda asılı bastonlar yer alıyor.Bir rivayete göre bu
bastonların buraya gelen engelli insanların iyileştikten sonra bastonlarını
bırakıp ayrıldıkları için orda olduğu söyleniyor.Sola doğru girildiğinde ise
Papa II. Jean Paul’a
ait hac dikkati çekiyor.
Ziyaretçilere
iki mum dikme hakkı veriliyor.
Kilisenin
hemen aşağısında ise dilek çeşmeleri ve mendil bağlama yeri bulunuyor.
EFES
İzmir’in
Selçuk ilçesinde bulunan Efes Antik Kenti klasik yunan döneminde İyonya’nın 12
şehrinden biriydi. Kuruluşu M.Ö 6000 yıllarına dayanan kent tarih boyunca pek
çok kez yer değiştirmiştir. Bugün bilinen Efes tarihteki ikinci efes şehridir.
1994’te UNESCO tarafından dünya mirası geçici listesine alınmıştır.
Bugün gezilen Efes Büyük İskender'in generallerinden
Lisimahos tarafından M.Ö. 300 yıllarında kurulmuştur. Lysimakhos, kenti Miletli Hippodamos'un bulduğu "Izgara
Plan"a göre yeniden
kurar. Bu plana göre, kentteki bütün cadde ve sokaklar
birbirini dik olarak keser. Efes'e zenginliğini ve refahını getiren liman, Küçük Menderes Çağı'nın taşıdığı alüvyonlarla daha antik çağlarda dolmaya başlamıştır.4.yy'dan sonra Efes Limanı artık kullanılamaz hale gelmiş ve Efes Antik Kenti terk edilmiştir.
Artemis tapınağının etrafına kurulan kent tümüyle mermerden
yapılmış ilk kenttir. Dünyanın yedi harikasından biri olan Artemis tapınağından
bugün geriye yıkılmış kolonlardan yapılan bir sütun kalmıştır. Bu sütun daha
sonra anlatacağım İsa Bey Camii tepesinden rahatça görülebilir.
Kafile ile çıktığım antik kentin ikinci girişinden başladığımız
gezide karşımıza çıkan ilk harabe bazilika stoa
oluyor. Bazilikadan geriye kalan sütunlar oldukça uzun bir yol kaplıyor.
Sütunların alttaki mermerlere oturtulması için kare şeklinde girinti ve
çıkıntılar oyulurmuş. Üst üste getirildikten sonra da birbirlerine yapışmaları
için yan taraflarına oyulan yollardan sıvı
demir dökülürmüş.
Sonrasında kent meclisinin oturumlarına, bilginlerin
tartışmalarına ve pek çok etkinlik için kullanılan bouleuterion adlı oditoryumu
görüyoruz.
Hemen yanında Rodos tipi prestil denilen yapı yer alıyordu.
İlerledikçe sağ tarafımızda kalan sütunların arkasında
çeşitli dükkanlar olduğu söyleniyor.
Ayrıca duvarların örümünde kullanılan
taşların köşelerinin biraz oyuk oluğu göze çarpıyor.Bunun
nedeni taşların demir
çubuklarla yerleştirildikten sonra demirlerin çıkarılmasıymış.
Zafer Tanrısı Nike heykeli
Yamaç ev caddesinden geçiyoruz. Cadde boyunca duvarlara
işlenen yazılar oldukça dikkat çekici.
O zamanın tavlası diyebileceğimiz mermere oyulmuş bir oyun
Traianus Çeşmesi
Yamaç Ev
Hadrianus Tapınağı
Tuvaletler aynı zamanda dertlerini bilginlere ve devlet
büyüklerine anlatmak isteyenlerin fırsat bulduğu bir yermiş. Çünkü yan yana
oturabiliyorlarmış.
Yarım kalan bir lahit
Hadrianus Kapısı
Celsus Kütüphanesi
August Kapısı
Mermer Yol
Agora
Büyük Tiyatro
Tiyatro sahnesinin altındaki yollar
Liman Caddesi
600
m
uzunluğundaki Efesin en uzun caddesidir.
Şehrin dışında bulunan mezarlık